Yoganın 8 kolu

Yoganın 8 kolu- safhası
                 ‘Yoga is 99% practice and 1% theory.’  ~demiş Pattabhi Jois
               Bu hafta workshop’larına katıldığım yoga duayeni Chuck Miller’da, ‘biliyorsunuz yoganın %99’u pratik, %1’i teori ama bu %1’i küçümsemeyeceksiniz’ diyor.
2014-10-20 21.42.57

 

Bilgiler sıra sıra akıyor ama oturması zaman alıyor. Hem, bu %1’e katkı sağlasın diye yoga notlarımın içine bir dalış yaptım, hem de biraz, bu kadar yoga yoga deyip duruyoruz,

bu yoga da ne menem bir şey biraz ona değinip o burun büken arkadaşlarıma da bir-iki bişey sunmak istedim.

 

Hocalık eğitimimiz sırasında, yoganın 8 safhasını Musa’nın 10 emri gibi düşünüp yogaya daha yaratıcı bakmak için bu safhaları ‘lens’ olarak kullanabileceğimiz söylenmişti.

 

Bu lensler sayesinde yogayı ve hayatı daha iyi görebilme fırsatına sahip oluruz. Bu 8 aşama, insanın daha anlamlı ve amacı olan bir hayat yaşamasında bir rehber niteliği taşır. Ahlaki davranışlar ve öz disipline dair bir reçete niteliğindedir.

 

Patanjali’nin yoga sutraları’nda (surelerinde) bahsi geçen safhalar şu şekilde:

 
1. Yama emirleri,
2. Niyama kuralları,
3. Asanalar- yaptığımız hareketler,
4. Pranayama- özgür nefes- yaşam gücünün doğru kontrolü,
5. Pratyahara- soyutlama,
6.  Dharana- dikkat,
7. Dhayana- meditasyon,
8. Samadhi- tefekkür

Bu yazımda size yoganın ilk kolu olan Yama Emirleri’ne bir giriş yapıp biraz da Yama Emirleri’nin ilki olan Ahimza üzerinde durmak istiyorum.

 

Yama Emirleri’ne giriş


İlk kol olan yama emirleri; kendimizle ve etrafımızdaki dünyayla ilişkilerimizde kullanacağımız etik standartlardan ve bütünlük duygusundan bahseder. Davranışa odaklanır ve hayatın içinde nasıl davrandığımızla ilgilenir. Yamalar evrensel bir niteliğe sahiptir.
Asana uyguladıkça içimizdeki yama emirlerinin de yeşermeye başladığı söyleniyor.

i. Ahimza-  detaylar aşağıda,
ii. Satya- dürüstlük,
iii. Brahmaçarya- samimiyet, aynı zamanda seks yapmamak,
iv. Astea- açıklık, klasik anlamda çalmamak,
v. Aparigraha- cömertlik, bonkörlük.

 

Ahimza 


Ahimza bir temel oluşturur.  Yama emirlerinin ilkidir, ruhsal gelişmenin temel şartı kabul edilir, anlamı;

non-harming: zarar vermemek,
non-violence: şiddetin olmaması,
sensitivity: duyarlılık

Zarar vermemekle; hem başka bir canlıya zarar vermemek, hem de düşüncelerimizi, konuşmalarımızı ve hareketlerimizi saflaştırmak kastedilir. Bu bazen imkansız gibidir. Dolayısıyla nereden başlamak gerekir? Bunlar ne kadar uygulanabilir? Tüm bunlar tartışmaya açılıp üzerine uzun yazılar yazılabilir.

Buradaki duyarlılık ve zarar vermeme ölçütünün sınırları şu anki sistemde-  dünya düzeninde pek anlaşılır olacak cinsten değil.

Sebep olabileceğimiz zarar ve ızdırabı bi nebze hafifletmek istiyorsak, kendimizi terbiye edip geliştirebileceğimiz bazı yollardan da bahsediliyor ki, bunlar arasında:

  • hayvan yememeyi de içeren bir hassasiyet,
  • şakayla olsa bile başkaları hakkında kötü konuşmamak,
  • başkaları ve başka şeyler hakkında negatif düşünceler beslemenin ruhu beslemeyip vereceği zarar,
  • empati yeteneğini geliştirmek,

düşüncelerimizi, hareketlerimizi ve konuşmalarımızı saflaştırmaktan bahseder.

Tabii hatırlamalıyız ki ahimza da yoga uygulamamız gibi zaman zaman bocalayabileceğimiz bir araştırmadır ama en azından

‘Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma!’

Görünen o ki; etrafımızdaki öfke ve şiddet hep vardı ve varolmaya devam edecek. Bizim gücümüz ve sorumluluğumuz hayatlarımızı dönüştürebilme kapasitemizle alakalı.

Hayatlarımıza bu lenslerle bakıp kendimize ve etrafımıza ne kadar dürüstüz?
Yama Emirleri’nden ikincisi Satya’nın alanına girmeden çekilmeli…

Sevgiler,

Sanem

31 Mart 2012

İstanbul

 

 

 

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmailby feather